Yakın bir geçmişte kutladığımız Dünya Engelliler Günü biz engelliler için diğer senelerde olduğu gibi hayli hareketli geçti. Genellikle sadece 3 Aralıklarda hatırlanan bizler yılın geri kalan kısmında çoğu kez fark edilmiyoruz sanırım. Her alanda ve her türlü platformda kendimizi ne kadar da ön plana çıkartmaya çalışsak yine de popülist yaklaşımları kıramıyoruz. Her sene verilen sözler ile avutulan engelli camiasının haklarını koruma bağlamında yapılacak olan düzenlemeler nedense hep unutuluyor veya söz verilen tarihler hep erteleniyor.
Yine de bir umutla beklenen vaatlerin her sene yinelenmesinden ne yazık ki hükümetler hiç bıkmıyorlar. Neyse onlar vaat ededursunlar biz neler yaptık bu anlamlı günde ben biraz onlardan bahsedeyim.3 Aralık sabahı başlayan programda ilk olarak çelenk töreni, daha sonra da yürüyüşün ardından Manisa Aile ve Sosyal Politikalar Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu seminer etkinliğini gerçekleştirdik. Altı nokta körler derneğinin hazırladığı diğer bir etkinlikte de siyasi parti temsilcileri ve çeşitli kurumlardan gelen ziyaretçileri ağırladık. Aynı günün akşamında yine Altı nokta Spor Kulübünün düzenlediği ve görenlerle görmeyenlerin karşılaştığı satranç turnuvası gerçekleştirildi. Bu turnuvanın ödüllerini karşılayan sayın valimize ve belediye kültür müdürümüze teşekkürü bir borç biliyorum. Duyarlılığın biraz da olsa artmasına neden olan bu tip organizasyonların yapılması hem engellilerin de engeli olmayanlarla yarışabileceğini hem de bizlerin istersek neler yapabileceğimizi tüm Manisa ‘ya kanıtlamış oldu. Bir başka açıdan bakar isek biz engellilerin yapabileceklerinin sınırları her geçen gün inanılmaz boyutlara varıyor ki bacakları olmayan bir koşucunun olimpiyatlarda yarışması bunun en güzel kanıtı olsa gerek. Yine görme engelli ressamlar, yazarlar ve sanatçılar görenleri hayrete düşürse de bizleri hiç şaşırtmıyor. Bir insanın isterse neleri başarabileceğini bu arkadaşlarımız tüm dünyaya kanıtlıyorlar.
Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki ortopedik engellilere tekerlekli sandalye almak için toplanan mavi kapaklar çalınabiliyor, zihinsel engelli ve görme engelli arkadaşlarımız tacizle karşılaşabiliyor, engelli yolundan yürüyen bir engelliye çarpan bir kişi tarafından bu arkadaşımız azarlanabiliyor, kazılan çukura düşen dostlarımız isyan edince ağızları kapatılabiliyor. Yani sözün özü yok sayıldığımız bir ülkede hak arama kavgasında olan bizler amiyane tabirle Müslüman mahallesinde salyangoz satıyormuşuz gibi karşılanıyoruz. Hak ettiklerimizin bizlere lütufmuş gibi lanse edilmesine alışan bizler kimseden sadaka istemiyoruz. İstihdamda ve diğer tüm sosyal haklarımızda diğer vatandaşlar gibi almamız gereken neyse onu talep ediyoruz. Bizleri sadece 3 Aralıklar da değil tüm yıl boyunca hatırlayın ki bizler de samimiyetinizin farkına varabilelim… Saygılarımla